Bilgi

Umutlu Bayramlar!


Malumunuz pek tadımız, tuzumuz kalmadı uzun zamandır. Her günümüz acı bir haberle sarsılıyor. Terör, cinayet, taciz, kavga, kaza, hırsızlık…

Adını anarken başına mübarek sıfatını yerleştirdiğimiz Ramazan ayında bile zincire vuramadık içimizdeki şeytanları. Şeytan utandı! “Ben bunlar kadar olamadım” dedi bana göre…

Düzelmeyi, düzeltmeyi denedik mi? Hayır! Biz sadece eleştirdik, suçladık, bağırdık, kınadık, lanetledik, beddualar ettik…

Bize göre vicdanımızı rahatlatacak her şeyi yaptık. Epeyce de yorduk kendimizi değil mi ama? Daha ne yapacaktık ki zaten? Aman Allah’ım o da ne? Hiçbir şey değişmemiş. Hala ölüp, öldürüyoruz, mahvolup, mahvediyoruz… Kim suçlu? Ben olamam! Kesinlikle başkalarının suçudur. Ben o kadar kınadım. Siz de kınasaydınız.

Efendim? Anlamadım? Değişmek mi? Toparlanmak mı? Gelişmek mi? Okumak mı? Araştırmak mı? Üretmek mi? Birlik olmak mı? Sonuç olarak çözüme ulaşabilmek mi? Yok canım sen de. Ne gereği var? O dediklerini yapan birkaç entel neyi düzeltebilmiş, ne kazanabilmişler?

Gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım ben. Daha fazlası bizi bozar , bizi yorar. Zaten bana dokunmayan yılan var yaaa? Ah o yılaaan, sittin sene yaşasın beee! Bana ne? Bizim dışarıdan yıkılmaya ihtiyacımız yok. Kendi depremlerimizle enkaza dönüyoruz zaten. O enkazı da allayıp, pullayıp bir şey yokmuş gibi mutluluk oyununa devam ediyoruz.

Hal böyleyken güzel kardeşim bayramda bol bol şeker yiyelim. Beynimize oksijen akışı durmuş. En azından belki şekerin verdiği enerjiyle biraz olsun düşünebiliriz. Eh, malesef bayramımız kutlu olmaktan uzak. Ama bayramımız umutlu olsun…

Sevgiyle…

Yorum yapmak için tıklayın.

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yukarı