Bilgi

Baz İstasyonları Zararlı mı?


Baz istasyonlarının zararlı olup olmadığı konusunda  –her kafadan- farklı bir ses çıktığını söyleyebilirim. Bu konuda resmi kurumlar sağlık açısından baz istasyonlarının zararlı olmadığını açıklamış olsa da bazı otoriteler sağlık açısından ciddi riskler taşıdığını iddia etmektedir.

Baz istasyonları –bildiğiniz üzere- alıcı, verici ve güç ünitelerinden oluşan kabin ile sinyalleri yaymak için kule, direk, çatı, bina yüzeyleri vb. yerlere kurulan anten ünitelerinden meydana gelen ve mobil cihazlar ile haberleşmeyi sağlayan sistemlerdir.

Baz istasyonları, “Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmelik” (Yönetmelik) hükümlerine uyulması kaydıyla kapsama ve kapasite artışı sağlanması gereken yerlerde kurulabilmektedir.

Baz istasyonlarının çeşitleri nelerdir dediğimizde, karşımıza şuanda kullanılan üç tür baz istasyonu çıkmaktadır.

  1. a) Makroseller: Şehir dışlarında daha güçlü ama insanların yaşam alanlarından uzak.
  2. b) Mikroselller: Şehir içlerinde nüfusun daha seyrek olduğu yerlerde kullanılır.
  3. c) Pikoseller: Dar alanlar, sokaklar, tüneller gibi çok daha düşük şiddetlileri kullanılır.

Cep telefonları ile baz istasyonları arasında sistem mantığı gereği ısı ışın yaymaz. Mikro dalga etkisi yoktur. Mikrodalga etkisinin zararları aşağıda anlatılmakta olsa da baz istasyonlarının çalışma mantığı mikro dalga ile karıştırılmamalıdır. Mikrodalgaların kanser ile ilişkisi üç şekildedir: Mikrodalganın kendisinin kanseri oluşturması, kanser yapıcı maddelerin hücreye girişini kolaylaştırması veya mevcut kanserli ortamın yaygınlaşmasını hızlandırması. Mikrodalga, DNA’yı onararak kanseri engelleyen melatonini azaltmakta ve dolayısıyla tümörü, lenfom (lenf bezi kanseri), ben kanseri, erbezi tümörü, çocukluk kanserleri meydana gelmektedir. Buna ek olarak mikrodalgaların kan içerisindeki anti-oksidanları azalttığı da gözlenmiştir. Bu da serbest radikallerin miktarını arttırıp genel kanser riskini arttırırken yaşlanmayı da hızlandırmaktadır.

Baz istasyonları çalışma mantığı olarak ısı ışın yaymadığından mikro dalga etkisi yoktur. Bu nedenle insan sağlığı üzerinde kanıtlanan hiçbir etkisi yoktur. BTK yine de işi sık tutup sistemleri güvenlik mesafesi ve kurallarına göre kurdurmaktadır. Dünya sağlık örgütü, TÜBİTAK raporları cep telefonu baz istasyonlarının zararsız olduğunu desteklemektedir. Baz istasyonları GSM-900, GSM-1800 ve GSM-1900 frekans bantlarından yayın yapmakta ve bu yayınlar radyo / televizyon sinyallerinin çok altındadır. Baz istasyonu sinyalleri için uluslararası standartlar ölçüsünde azami limit değer 40 V/metredir. Türkiye’de 10 V/metre üst limit değerler uygulanmaktadır.

BTK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun yönetmeliğine göre, baz istasyonlarında belirlenmiş güvenlik mesafesindeki cihaz başına düşen elektrik alanı sınır değeri 900 MHz için 10,26 V/m’yi, 1800 MHz için 15.1’i geçemez. Bu değerler ICNIRP (Uluslararası İyonlaşmamış Radyasyondan Korunma Komisyonu) tarafından belirlenen ve tüm operatörler tarafından referans alınan dünya standardı olan 41,2 V/m’nin 4 kat daha düşük seviyesine denk gelmektedir.

Toplumun geneli nükleer radyasyon, cep telefonu radyo dalgaları ve elektromanyetik alandan kaynaklanan ısınma etkisini birbirine karıştırmaktadır. Baz istasyonlarının zararlı oldukları konusundaki yaygın yanlış söylemler de bilgi eksikliği veya yanlış bilgiden kaynaklanıyor. Tüm dünyada bu dercede yaygın hizmet veren birsistemin toplum sağlığına zarar verecek yapıda olması, içinde bulunduğumuz çağda pek mümkün değildir.

Baz İstasyonlarıyla İlgili Uluslararası Görüşler

1-Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılında Cep Telefonları ve Baz İstasyonları ile ilgili temel veriler belgesi yayınladı. Bu belgede “Alınacak önlemler” bölümünde şu ifade yer almaktadır: “Mevcut bilimsel deliller, cep telefonu kullanımı için herhangi bir özel önlem alınması gerekliliği öngörmemektedir. Bireyler endişe duyuyorsa, arama sürelerini kısıtlayarak ya da cep telefonlarını baştan ve vücuttan uzak tutmak için ‘hands-free’e (uzaktan konuşma) özelliği olan cihazları kullanarak kendileri ve çocuklarının RF maruz kalma oranlarını kısıtlamayı tercih edebilirler.”

2-Dünya Sağlık Örgütü 2006 yılında baz istasyonları ve kablosuz teknolojiler ile ilgili temel veriler belgesi yayınladı. Bu belge, baz istasyonları çevresinde kanser kütlesi oluşumu ve uyku ve kardiyovasküler problemler gibi semptomların görülmesine ilişkin bilimsel delilleri özetlemekteydi. Sonuç bölümündeki ifadeye göre; “son derece düşük yayılım seviyeleri ve bu güne kadar toplanan araştırma sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, baz istasyonları ve kablosuz şebekelerin yaydığı zayıf RF (radyo frekans) sinyallerinin olumsuz sağlık etkilerine yol açtığı yönünde ikna edici hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.”

3-Bağımsız uzmanlar tarafından çok sayıda inceleme yapılmıştır ve hiçbirinde, Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICNIRP) tarafından belirlenen limitlerin altında kalan seviyelerde radyofrekans alanlarına maruz kalınmasının, sağlık üzerinde olumsuz etkisi olduğu yönünde bir sonuca ulaşılmamıştır. Cep telefonları ve baz istasyonları, insanların öngörülen seviyelerin üzerinde bir seviyede radyofrekans alanına maruz kalmamasını teminen tasarlanmıştır ve işletilmektedir. (BTK Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, dünya genelinde iyonize olmayan radyasyon limitlerini belirleyen, dünyada en çok tercih edilen, en güvenilir otorite olan ICNIRP’ı referans almaktadır.)

4-Frekans spektrumun çok çeşitli kısımlarına maruz kalmanın sağlık üzerindeki muhtemel etkileri konusunda kapsamlı bir araştırma yapılmıştır. Bugüne kadar yapılan tüm incelemeler, ICNIRP EMF (Elektro Manyetik Alan) Talimatlarında tavsiye edilen limitlerin altında kalan ve 0–300 GHz frekansları aralığını kapsayan maruziyetlerin, sağlık açısından bilinen olumsuz bir etkisinin olmadığını göstermektedir. Ancak, sağlık açısından riskleri tespit etmek için daha iyi bir değerlendirme yapmadan önce, bilgilerdeki eksikliklerin tamamlanması gerekir.

Elektromanyetik Alan (EMF) Nedir?

Elektromanyetik alan, elektromanyetik dalgalardan oluşur. Elektromanyetik dalgalar ise Elektrik Alan (E) ve Manyetik Alan bileşenlerinden oluşan ve ışık hızı ile hareket eden dalgalardır. Günlük hayatta televizyon ve radyo sinyallerinin alındığı her yerde, bilgisayar ekranı karşısında, elektirikli battaniye ya da mikro dalga fırın gibi elektrikli aletleri kullandığımız durumlarda elektromanyetik dalgalara maruz kalırız.

Elektromanyetik Enerji Kaynakları Nelerdir?

Elektrik enerjisi ile çalışan sistemler elektromanyetik enerji yayan başlıca kaynaklardır. Günlük yaşamamızda her an elektirik ve manyetik alan yayan bu sistemleri kullanmakta veya karşılaşmaktayız. Bunlardan bazıları aşağıda sıralanmıştır;

Çeşitli elektrikli ev aletleri (buzdolabı, çamaşır makinesi, ütü, mikser, mutfak robotu, saç kurutma makinası, vb.)

  • Televizyon ve bilgisayar ekranları
  • Floresan ve halojen lambalar
  • Tedavilerde kullanılan elektrikli tıbbi cihazlar
  • Enerji nakil hatları ve trafo istasyonları
  • Radyo, TV, telsiz ve GSM sistemi verici istasyonlarının antenleri
  • Radar sistemleri ve uydu iletişim sistemleri

Ev aletlerinin neden oldukları elektrik alan şiddetleri nedir?

Çalışma gerilimi = (110 – 220)V , çalışma frekansı = 60 Hz, uzaklık = 30 cm

Cihaz Elektrik Alan Şiddeti (V/m)

  • Elektrikli battaniye 250
  • Mikrodalga fırın 250
  • Su ısıtıcısı 130
  • Notebook (Wireless açıkken) 100
  • Müzik seti 90
  • Bilgisayar monitörü arkası (tüplü) 80
  • Buzdolabı 60
  • Ütü 60
  • Mikser 50
  • Ekmek kızartıcısı 40
  • Saç kurutma makinesi 40
  • Televizyon 30
  • Kahve makinesi 30
  • Bilgisayar monitörü önü (tüplü) 25
  • Elektrikli süpürge 16
  • Cep Telefonu 5-15
  • Wireless modem 5 – 10
  • Baz istasyonu 10

Yandaki şekilden de anlaşılacağı üzere baz istasyonlarının alan şiddeti, evlerimizde kullandığımız pek çok elektrikli eşyadan çok daha düşüktür.

Radyasyon Nedir?

Radyasyon, yayılma ve ışıma anlamına gelmektedir. Radyasyon genel anlamda enerjinin boşlukta dalgalar yada tanecikler (fotonlar) halinde yayılmasıdır. Radyasyon, İyonlaştırıcı Radyasyon ve İyonlaştırıcı Olmayan Radyasyon olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Cep telefonlarında radyasyon var mıdır? Bu radyasyon Çernobil’den yayılan o korktuğumuz radyasyon mudur?

Hayır. Cep telefonlarının yaydığı radyo dalgaları ile nükleer radyasyonun hiç bir benzerliği yoktur. Nükleer radyasyon için uranyum, plutonyum gibi radyoaktif elementler gerekir. Cep telefonu gibi bütün dünyada yaygın bir sistemde bunların kullanılması söz konusu değildir. Kablosuz haberleşme için mutlaka radyo dalgası yaymak gerekir. Cep telefonları da kablosuz haberleşme yapmak için radyo dalgaları kullanan sayısal telsiz alıcı vericileridir.

Mobil telefonlar ve baz istasyonlarından yayılan elektromanyetik dalgalar kanser yapar mı?

Hayır, İyonlaştırıcı (Ionizing) EM ışınlarına fazla maruz kalmak, canlıya ait hücrelerin genetik yapısını (DNA) etkileyerek mutasyon ve kansere yol açması nedenleri ile tehlikelidir. Ancak mobil telefonlar ve baz istasyonları tarafından kullanılan RF (Radyo Frekans) dalgaları iyonlaştırıcı nitelikte değildir ve İyonlaştırıcı olmayan (Non-ionizing) EM ışınımlar grubuna girerler. Günümüzde elektromanyetik dalgalar 800MHz ile 2000MHz arasındadır ve mikrodalga spektrumundadır. Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Koruma Komisyonunun (ICNIRP) baz istasyonları için belirlediği limit değer 41.2 Volt/Metre olup, BTHK’nın K.K.T.C’de çevre ve insan sağlığı dikkate alarak ihtiyati tedbir açısından, kabul ettiği değer tek bir cihaz için ICNIRP’nin belirlediği limit değerin dörtte birini (¼) aşamaz. Bunların yanısıra baz istasyonunun kurulum aşamasında incelemeler yapılmakta ve kurulum sonrasında ise başvuru şartlarını yerine getirip getirmediği ve ölçüm sonuçlarının uygunluğu Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu (BTHK) tarafından denetlenmektedir.

Mobil telefon cihazlarını kullanırken sağlığımız açısından dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

Mobil cihazların yaydığı elektromanyetik dalgaların etkisi, özellikle görüşme esnasında ve uzun süre başa yakın tutulması halinde ortaya çıkmaktadır. Uzun süreli görüşmelerde kablolu veya bluetooth kulaklık kullanılması bu etkiyi azaltmaktadır. Ayrıca mobil cihazlar, görüşme için arama tuşuna basıldığı zaman baz istasyonu ile iletişim kurmak için yüksek güç harcar ve karşı taraf cevap verince de daha düşük ve stabil bir çıkış gücü ile çalışır. Bu nedenle arama tuşuna basar basmaz cihazı kulağınıza götürmek yerine aradığınız kişi cevap verdikten sonra cihazın kulağa götürülmesi , elektromanyetik dalgaların etkisini nispeten azaltmaktadır.

WHO, IEMF web sitesi: http://www.who.int/peh-emf/research/en/, 27 Eylül 2006

BTK Resmi Web Sitesi: http://www.bthk.org/tr/tuketici/baz-istasyonlari-ve-saglik

Yorum yapmak için tıklayın.

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yukarı