Bilgi

Trona Nedir? Ne İşe Yarar? Nasıl Meydana Gelmiştir?

Tarih |

Trona, tabiatta doğal olarak bulunan soda minerallerinden en yaygın olanıdır. Ancak trona çok kolay eridiği için tabiatta hiç mostra vermemekte ve genç tersiyer havzalarında bulunabilmektedir. Oluşumu çok özel şartlar gerektiren trona yataklanmalarının hemen hemen hepsi başka amaçla yapılan arama çalışmalarında ortaya çıkmıştır.

İlk Trona minerali ABD (Wyoming) de petrol sondajları yapılırken bulunmuştur. Ülkemizde ise Trona minerali 1979 yılında, Beypazarı’nın kuzeyinde MTA Genel Müdürlüğü’nce yapılan kömür sondajları esnasında belirlenmiş, 1980 yılında başlayan Trona etütleriyle 23000 m sondaj yapılarak Dünya’nın bilinen ikinci Trona yatağı bulunmuştur. Saha işletilmek üzere 1985 yılında ETİBANK‘ a devredilmiştir.

Trona, esas itibari ile ticari bir mal değildir. Ancak, işlenip soda külüne dönüştürülerek, ticari bir değer kazandırılmaktadır. Dünya’daki trona üretimi 17 milyon tonun üzerinde olup tamamı doğal soda külü ve eşdeğeri ürünlerin üretiminde kullanılmaktadır. Tronanın yalnızca baca gazı desülfirizasyonunda ve hayvan yemi olarak ticarete konu olmayacak düzeyde direk kullanılımı mevcuttur. Ağır kimya sanayiinin en önemli ana mallarından biriside bilindiği gibi sudkostiktir. Petrokimya sanayiinde tuzun elektrolizi ile elde edilen sudkostiğin gelecekte Trona dan üretilmesi ülkemiz için yararlı olacaktır. Bazı uzmanlar uzun vadede Tronadan elde edilen sudkostiğin elektrolitik sudkostiği tamamen ikame edebileceğini iddia etmektedirler.

Dünya’da en büyük Trona üretim bölgesi ABD’de Wyoming Eyaleti’nin Green River havzası’nda olup bu bölgede yılda 19,3 milyon ton civarında kapasite mevcuttur. ABD’den sonra ikinci büyük fosil Trona yataklarına sahip olan ülkemizdeki Trona rezervini değerlendirecek olan Beypazarı Trona Projesi kapsamında 300 milyon dolarlık yatırım yapılacaktır. Bu yatırım ile yeraltı işletmecilik yöntemleri ile 1,8 milyon ton civarında Trona madeni çıkartılıp, 1 milyon ton doğal soda külü ve türevleri elde edilecektir. Şu anda bu proje kapsamında fizibilite çalışmaları yürütülmektedir.

Trona, tabiatta doğal olarak bulunan soda minerallerinden en yaygın olanıdır. Ancak trona çok kolay eridiği için tabiatta hiç mostra vermemekte ve genç Tersiyer havzalarında bulunabilmektedir. Trona, monoklinal ve prizmatik sistemde kristalleşen, doğal olarak oluşmuş sodyum seskikarbonatın (Na2CO3.NaHCO3.2H2O) saf olmayan şeklidir. Cevherin içerdiği organik maddeye bağlı olarak rengi kahverengiden koyu sarıya kadar değişir. Saf numunelerinde ise renk beyazdan şeffafa kadar değişmektedir.

Tronanın sertliği; Mohs ölçeğine göre 2,5-3.0, yoğunluğu 2,14 gr/cm ‘dür. Suda çözünür, asitte köpürür, ısının etkisi ile Na2CO3‘e dönüşür. Saf Trona % 70,4 Na2CO3 içerir. 1 ton soda külü üretmek için 1.8 ton Trona gerekmektedir. Doğada Tersiyer öncesi trona yataklarına bugüne kadar rastlanmamıştır. A.B.D.’de Wyoming- Green River Formasyonu’nda görülen Trona yatağı ile Çin Wucheng havzasındaki Wulidui Formasyonu’nda yer alan Trona yatağı Eosen yaşlı, Beypazarı Hırka Formasyonu’nda yer alan Trona yatağı ise Orta ve Üst Miyosen yaşlıdır. Bunun yanında çok genç oluşum halinde salamura trona yataklarına (Kenya Magadi gölü, California Searles ve Owens gölü v.b.) da rastlanmaktadır.

Günümüze kadar yapılan çok çeşitli araştırma ve incelemelerin sonucunda trona yataklarının oluşumu esnasındaki etkenler şu şekilde sıralanabilir:

1- Kapalı göl havzalarında, volkanik faaliyetlerden direk olarak gelen sodyumca zengin küller ve göl civarında volkanik faaliyetler esnasında oluşan sıcak su kaynaklarının göle boşalması ve bol sodyum iyonu taşıması,

2- Göl toplanma havzasına yayılan volkanizma ürünlerinden gelen yerüstü sularının sodyumca zengin birimlerden geçerken iyon alışverişi türünden meydana getirdikleri kimyasal tepkimeler,

3- Bütün bu olaylar esnasında ortamdaki iklimin yarı kurak olması,

4- Gölün içinde trona yataklanmasını sağlayacak fay ve kıvrımla oluşan, setlerin sağladığı paleocoğrafik çukurluğun olması,

5- Tronanın çökelmesi ve kristallenebilmesi için gerekli jeokimyasal şartların oluşması gerekir. Bunlarda suyun pH’nın 12’den büyük olması, su derinliğinin az olması, su sıcaklığının ılık olması gibi şartlardır.

Kaynak: http://www.mta.gov.tr/v3.0/bilgi-merkezi/trona

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Popüler Yazılar

Exit mobile version