Bilgi

Nüfus Artışının Sonuçları


İnsan komplex bir canlıdır. Bu nedenle insan ırkı üzerine yapılan bir çok araştırma bulunmaktadır. İnsanın hem ruhu hem de fizyolojisi sürekli araştırılmaktadır. Ortalama ömür süresi, günlük ortalama kalori, ortalama gelir, ortalama nüfus. Bütün bu araştırmalardan sürekli farklı farklı sonuçlar elde edilmekte ve farklı yorumlanmaktadır. Bazı araştırmalar sevindirici sonuçlar verirken (örneğin ortalama ömür süresinin artması gibi), bazı araştırma sonuçları da oldukça korkutucu olabiliyor. Bizi endişelendiren araştırma sonuçlarından biri side nüfusun kontrolsüz bir şekilde artmaya devam etmesidir.

19 ve 20. yüzyılda nüfus oldukça artmış durumda. Buna bağlı olarak da su, enerji, gıda azalıyor. Doğa bozulan dengesini korumak için elinden gelen her şeyi yapmaya başlıyor. Aslında bir seçilim başlıyor. Ya bir salgın ya da doğal bir felaket. Neyin ne olacağını tahmin edemesek de emin olduğumuz tek bir şey var:  Salgınlar veya doğal felaketler hiçbir zaman iyi bir şekilde sonuçlanmaz. Bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse iki tane tek hücreliyi besin dolu bir petri kabına koyduğumuzu düşünün. Bu tek hücrelilerin yaşam döngüsününde çevre mutlaka kısıtlayıcı rol oynayacaktır. Başlarda  petri kabında  kahvaltı ziyafeti içindeler ve doğal hiçbir düşman yok. Tekrar tekrar beslenip ürediklerinde, petri kabının kenarına kadar çoğalacaklar ve bu noktada ya kendi atıkları içinde boğulacaklar, ya açlıktan ya da her ikisinden ölecekler. Sonuç olarak doğal denge bu şekilde korunmuş olur.

Biyoloji bakış açısıyla bizler petri kabındaki tek hücreliden temel olarak farklı değiliz. Özel değiliz. Bizi farklı kıldığını düşündüğümüz tüm o gösteriş, sanat, bilim, teknolojinin bir felaket karşısında çok da önemi yok. Bir gün bizler de o petri kabına sığamayacağız.

İnsan ırkı olarak bu senaryodan kaçacaksak bunu nasıl yapacağız? 2050 yılında, dünyada neredeyse 10 milyar insan olacak ve bu insanların her biri bizim istediğimiz şeyleri isteyecek: güzel arabalar, kıyafetler, güzel evler. 10 milyar insan için mükemmel hayatlar. Bunu nasıl yapacağız? Herkesi nasıl besleyeceğiz, herkese nasıl su sağlayacağız, herkese elektrik sağlayıp iklim değişikliğinden nasıl kaçınacağız? Araştırmacılar bu sorular karşısında iki türlü ihtimal olabileceğini söylüyor. Birincisi teknolojinin ilerlemesi elbette bizi bu felaketlerden kurtaracaktır ve yine o muhteşem teknolojiyle bütün insanlar lüx bir şekilde yaşayacaklardır. İkinci ihtimal ise; mantıklı bir şekilde hareket edilmezse ve önlemler alınmazsa dünyanın sonu gelecek.

İlk ihtimal düşünüldüğünde; parıldayan süper etkili mega şehirler tasvir ediyor, hiç dokunulmamış dev doğa alanlarıyla kaplı, güçlü ekonomileri olan ve artık doğayı sömüremeyecek kapitalist toplumları olmayan devasa şehirler. İkinci ihtimal düşünüldüğünde; insanların alışkanlıklarını değiştirdiğini öngörüyor. İşe arabayla gitmiyorlar, yenilenebilir elektrikli trene biniyorlar. Her sabah 30 dakika sıcak duş almıyorlar. Dahası doğanın kısıtlamalarına uyum sağlamak daha özgür, demokratik ve sağlıklı bir yaşam şekline yön veriyor.

Şimdi çocuklarınıza nasıl bir gelecek bırakmak istediğinize karar verin. Son iki yüzyıldan beri insanlık seçimini yapmış gibi görünüyor. Teknoloji çok hızlı gelişiyor. İleride refah bir yaşam sürmek ihtimali daha fazla görünüyor. Umarım ki her şeye rağmen petri kabına sığmaya devam ederiz.

Yorum yapmak için tıklayın.

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yukarı