Bilgi

Sakinlik ve Rahatlama İçin: GABA


Nedensiz bir şekilde gün içerisinde kendinizi agresif, üzgün, heyecanlı, mutsuz hissettiğiniz ve bunun sonucunda da çevrenizdeki insanları, sevdiklerinizi kırdığınız oluyor mu? Peki bu duyguları sürekli mi yaşıyorsunuz? Bu durumun farklı nedenleri olsa da yüksek ihtimallerden birisi beyindeki bazı maddelerin yoğunluğunun az olması öngörülebilir. Bilindiği gibi beynimiz birçok sinir taşıyıcı (nörotransmitter) kullanabilir. Öyle ki 21. yüzyılda moleküler hücre biyolojisi alanında önemli gelişmeler yaşandı. Bilim insanları nörotransmitterleri ve bu maddelerin hangi görevde rol aldığını gözlemlediler.  İşte günümüzde noradrenalin (norepinefrin), serotonin, dopamin, endorfin,  vazopressin, asetilkolin, oksitosin, histamin ve GABA gibi sinirlerimizde görev alan birçok kimyasalın işlevi bilinmektedir. Bizde bu yazımızda sizlere bu nörotransmitterlerden biri olan sakinliğin ve rahatlamanın nörotransmitteri olarak bilinen GABA (Gama-Amino Butirik Asit) hakkında bilgi vereceğiz.

GABA, beyinde doğal olarak üretilen gevşemeye yardımcı olan anti-epileptik kimyasallardan biridir. Çok sayıda nöronun ateşlenmesini engelleyerek beynin aşırı heyecanlanmasını, telaşlanmasını düzenleyen ve daha sakin hissetmemizi sağlayan bir nörotransmitterdir. İnhibitör bir nörotransmitter olan GABA bazı beyin sinyallerini inhibe eder, sinir sistemindeki aktivitenin azalmasını sağlar ve GABA beyindeki bir GABA reseptörüne bağlandığında sakinleştirici bir etkiye neden olur.

Beyin aktivitesini yavaşlatan GABA görme, uyuma, kas hareketleri gibi çeşitli görevlere sahiptir. Stres, depresyon ve anksiyeteyi en düşük seviyeye indirir. GABA, merkezi sinir sisteminin içinde ve dışında dağılmış durumdadır. Bağırsaklarda, midede, akciğerde, karaciğerde, dalakta, böbrekte, idrar torbasında, deride, kaslarda, pankreasta ve üreme organlarında yer almaktadır.

GABA işlevsel bozukluğuna bağlı olarak stres, depresyon, kaygı, baş ve kas ağrısı, şizofreni, otizm, fibromiyalji, epilepsi, alzheimer, bazı bağırsak hastalıkları ayrıca parkinson gibi istemsiz hareketler ile ilgili hastalıklar kendini göstermektedir.

GABA seviyesinin dışardan takviyelerle artırılıp artırılmayacağı sorusu akla gelebilir. Bu elbette mümkün. Şöyle ki bu nörotransmitterlerin sentetik formunu içeren ek maddeler bulunmaktadır fakat gerçekten işe yarayıp yaramadığı muammadır. Ve bu ek maddelerin alınması gereken dozu ya da yan etkileri konusunda yeterli araştırma mevcut olmasa da bazı araştırmalar yüksek dozda alımın birçok yan etkiye neden olabileceğini göstermiştir. GABA seviyesini korumanın ve devam ettirmenin birçok yolu vardır fakat en önemlisi şüphesiz beslenmedir. Yapılan araştırmalara göre şu besinlerin faydalı olacağı sonucuna varılmıştır; ıspanak, pirinç, brokoli, havuç, soğan, patates, domates, yeşil fasulye, elma, muz, bezelye, sakatat, kestane, mısır, ayrıca bu besinlere ilave olarak ve en önemlisi olarak gösterilebilecek ev yapımı yoğurt, kefir GABA düzeyini artırmada önemli rol oynar. GABA seviyesini artırmanın bir diğer yolu ise spor yapmaktır. Yapılan hemen hemen bütün fiziksel aktiviteler bu nörotransmitterin artmasına neden olmaktadır. Yoga, pilates, yürüyüş, koşma ile GABA’yı artırmak mümkündür.

Evet fiziksel aktiviteler, derin nefes alma egzersizleri GABA seviyesini anında artırabilir ancak beslenmenin GABA’yı artırması zaman alabilir ama daha sürdürülebilirdir.

Sonuç olarak sakinlik ve rahatlamanın anahtar maddesi olan GABA seviyesini artırmak elimizde öyleyse beslenmemize dikkat edip sporu hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz.

Sakin, rahat, huzurlu günler geçirmeniz dileğiyle…

Yorum yapmak için tıklayın.

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yukarı