Bilgi

Süper Gıda “Spirulina” Nedir? Özellikleri Nelerdir?


Spirulina, bir filamentöz siyanobakteri cinsi olan Arthrospira türlerinin kurutulmuş kütlesine verilen isimdir. Besin takviyesi olarak pazarlanan maddenin eskiden Arthrospira ile beraber sınıflandırılmış Spirulina cinsi bakteriler ile bir bağlantısı olmamaktadır. Madde aynı zamanda akvaryum balığı ve tavuk yemi üretimi gibi alanlarda da kullanılmaktadır.

Kuru ağırlığının yaklaşık %70’i protein olan Spirulina’nın, %15’i karbonhidrat ve %6’sı yağlardan meydana gelmektedir. Antioksidan özelliği sayesinde vücutta biriken toksinlerin (serbest radikal adı verilen zararlı maddelerin) atılmasına yardımcıdır. Stres, sigara, alkol, hava kirliliği gibi vücudumuzu olumsuz etkileyen dış etkenlerden vücudu korumaya ve temizlemeye yardımcı olur. Hücre içi detoksun en etkili takviyesi olarak kabul edilmektedir. Sporcuların vücutlarını kısa sürede toparlamasına yardımcıdır. Kas gelişimini destekleyen Spirulina, birçok olimpiyat ve dünya şampiyonunun kullandığı bilinmektedir.

Spirulina, her ne kadar 21. yüzyılın süper gıdası olarak tanıtılsa da yüzyıllar önce insanoğlu tarafından keşfedilmiş bir besindir. Spirulina’nın Aztekler tarafından bir besin maddesi olarak tüketildiğine dair en eski kaynak 1524 yılına dayanmaktadır. Aztekler topladıkları Spirulina’yı özel bir ekmeğin yapımında kullanmışlardır. Spirulina’nın ticari kültürlerinin yapılması ve bu alandaki bilimsel çalışmalar ise ürünün 1962 yılında Fransız Petrol Araştırma Enstitüsü tarafından keşfedilerek, laboratuvar koşullarında üretilmesiyle başlamıştır.

Hızla artan dünya nüfusu ve buna paralel olarak artan protein gereksinimi, ayrıca tarım ve orman alanlarının hızla azalarak yerini betonlaşmaya bırakması, dünyanı pek çok yerinde açlık sorununu da beraberinde getirmiştir. Spirulina, başta yüksek protein olmak üzere, yağ asitleri, vitaminler ve pigment maddeleri bakımından da zengin bir içeriğe sahip olması nedeniyle pek çok alanda araştırmacıların ilgi odağı haline gelmiştir. Sahip olduğu yüksek besin içeriği nedeniyle, uzay araştırmalarında bulunan astronotlar için Spirulina’dan besin tableti yapılması gündeme gelmiştir. Bu amaçla gerçekleştirilen ilk çalışmalara NASA öncülük etmiştir. Açlıkla mücadele için kurulan ACMA adındaki dernek, çalışmalarına 1971’de başlamış ve bu amaç kapsamında Hindistan, Senegal, Togo, Peru ve Vietnam gibi ülkelerde Spirulina üretimini destekleyici projelere öncülük etmiştir.

Spirulina düşük yağ ve kalorili, kolesterolsüz, bütün temel amino asitleri içeren bir protein kaynağıdır. Şeker hastalığı ve Anemi gibi hastalıklarla mücadelede ve hava kirliliğinin bünye üzerinde oluşturduğu zayıflatıcı etkilerin önüne geçilmesinde önemli katkılar sağlar. Antioksidan unsurlar içerdiği için, yaşlanmanın yanı sıra, kanser, artirit, katarakt gibi sağlık sorunlarının da temel bir faktörü oldukları düşünülen oksijen bazlı radikal hücrelere karşı da bağışıklık kazandırıcı etkisi bulunmaktadır. Dahası, spirulinada bulunan gamma-linolenik asit yağ birikintilerinin çözülmesine yol açar, kalp rahatsızlıklarının önlenmesinde yardımcı olur ve kötü kolesterolü düşürür. ABD Ulusal Kanser Enstitüsü (National Cancer Institute) spirulinadaki sulfolipidlerin ayrıca böbrek toksisitesini azaltır ve radyasyon kaynaklı hastalıklarının şiddetini azaltır.

Spirulinanın insan bünyesi için temel besin kaynağı haline getirilmesinin yaratacağı etkiler üzerinde bilimsel boyutta tartışmalar sürmektedir. Aztekler için spirulina büyük önem taşımış olmakla birlikte, mısırın yanı sıra tüketilmiş bir temel gıda olduğu bilinmektedir. Günümüzde Japonya ve ABD’de bazı Budist tapınaklarında spirulina rahiplere benimsetilen diyetin temelinde yer almaktadır.

Spirulina bir sağlıklı besin veya şifa maddesi olarak Kuzey Amerika ve Avrupa’da gözde bir ürün haline gelmiştir. Türkiye’de de giderek daha iyi tanınmakta ve tüketimi yaygınlaşmaktadır. Piyasada genelde kapsül, tablet veya toz şeklinde ve diyet ek malzemesi olarak bulunur.

 Spirulina’nın Özellikleri Nelerdir?

– Doğadaki en zengin ve yüksek oranda protein içeren doğal bir besin kaynağıdır.

– Doğadaki en zengin E-Vitamini kanyağıdır.

– Doğadaki en zengin Beta-Karoten (Provitamin A) kaynağıdır.

– Yüksek oranda Fikosiyanin ve GLA içerir.

– En yüksek oranda klorofile sahip yeşil sebzelerden 22 kat fazla klorofil içerir.

– Doğadaki en zengin B12 kaynağıdır.

Omega3 ve Omega6 yağ asitleri içermektedir.

– Ispanaktan 58 kat fazla organik demir içerir.

– Ağırlığının %1’ini en önemli doymamış yağ asidi olan GLA oluşturur.

– Doğadaki en zengin antioksidan kaynaklarından biridir.

Kaynak: Wikipedia ve Ekşisözlük

Yorum yapmak için tıklayın.

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yukarı