Bilgi

Virüs Nedir? Virüslerin Genel Özellikleri, Yapısı ve Sınıflandırılması


Virüs Nedir?

Virüsler organizmada hastalık yapabilen en küçük mikroorganizmalardır. Işık mikroskobuyla görülemeyecek kadar küçüktürler. Sadece elektron mikroskobuyla görülebilirler. Büyüklükleri 20- 400 nanomikron arasında değişmektedir. Bakteri, protozoa ve mantarlarda olduğu gibi tam bir hücre yapısı göstermezler. Yalnız başlarına yaşamak için gerekli olan enerjiyi ve makro molekülleri sentezleyemezler. Bu nedenle virüsler tamamen enfekte ettikleri hücrelerin metabolik sistemlerinden yararlanırlar. Yani zorunlu hücre içi paraziti olarak yaşamlarını devam ettirirler. Canlı hücrelerin dışında metabolik aktivite göstermeleri ve yaşamlarını sürdürmeleri mümkün değildir.

Virüsler dış ortama dayanıksızdır, antibiyotiklerden etkilenmez. Canlı organizmaya, genellikle mukoza yolu (solunum ve sindirim) ile girerler.

Virüslerin özel üreme şekilleri vardır; yeniden sentezlenme şeklinde ürerler, bölünerek çoğalmazlar. Bu olay DNA ve protein sentezi şeklinde gerçekleşir. Oluşan yeni virüsler ana virüsten kalıtsal materyal ve yapısal eleman almazlar. Üremeleri için canlı hücre sitoplazmik ortamı gerekir. Virüslerde büyüme ve gelişmede görülmez.

Hastalık oluşması için virüsler; solunum, sindirim, deri, mukoza, genital yol, plesanta, enjeksiyon ve transfüzyon yoluyla vücuda giriş yaparlar. Virüsler vücuda girdikten sonra, kendilerine duyarlı hücrelere ulaştıkları zaman, replikasyon (kopyalama) oluştururlar. Bunun sonucu olarak da hastalık belirtileri ortaya çıkar. AİDS, hepatitler, kızamık, grip, herpes (uçuk) ve kabakulak gibi çok sayıda hastalığa neden olurlar.

Virüslerin Genel Özellikleri Nelerdir?

Virüslerin genel özellikleri şöyle sıralanabilir:

1- Virüsler protein bir kılıf ile çevrilmiş nükleik asit parçalarından meydana gelmiştir.

2- Virüsler nükleik asit yapılarına göre DNA (deoksiribonükleik asit) ve RNA (ribonükleik asit) virüsleri olarak iki gruba ayrılır.

3- Hücre değildirler; çekirdek, organel ve sitoplazmaları yoktur.

4- Virüsler canlılar ve cansızlar arasında bir sınırda değerlendirilirler. Yaşamlarını sürdürebilmeleri için mutlaka canlı bir hücreye ihtiyaç duyarlar. Konakçı hücre dışında cansızdırlar ve yalnız canlı bir hücre içinde çoğalabilirler. Ancak, pH, ısı ve kimyasal koşullar uygun olursa dışarıda canlılıkları devam edebilir.

5- Antibiyotiklerden etkilenmezler.

6- Hücreler virüslere karşı bağışıklık maddesi interferon üretirler.

7- Her virüs özel bir hücre içinde, çoğalarak enfeksiyon oluşturur.

8- Virüs sınıflandırmasında cins ve tür isimlendirilmesi kullanılmaz.

Virüslerin Yapısı Nasıldır?

Kapsid: Virüsün genetik materyalini saran ve onu koruyan protein kılıftır. Virüse karakteristik şeklini verir.

Kapsomer: Kapsidi oluşturan protein yapısındaki alt ünitelerdir. Her bir virüsün kendine has yapıda kapsomeri vardır. Bu özellik virüslerin tanımlanmasında kullanılır.

Nükleik Asit: Virüsler DNA veya RNA’ya sahiptir. Virüs genleri çizgi şeklinde veya dairesel, tek veya parçalı, tek veya çift iplikçik şeklinde olabilir.

Virüslerin Sınıflandırılması

Nükleik asit yapılarına göre DNA (deoksiribonükleik asit) ve RNA (ribonükleik asit) virüsleri olarak iki gruba ayrılır.

DNA virüsleri; adenovirüsler, papovaviridae, herpesviridae, hepadnaviridae gibi gruplara ayrılır.

RNA virüsleri; enterovirüsler, picorna virüsler, rhino virüsler, poliovirüsler, orthomyxo virüsler, toga virüsler ve rhabto virüslerdir.

Virüslerin Organizmaya Girişi ve Hastalık Oluşturması

Hastalık oluşması için virüsler; solunum, sindirim, deri, mukoza, genital yol, plesanta, enjeksiyon ve transfüzyon yoluyla vücuda giriş yaparlar. Virüsler vücuda girdikten sonra, kendilerine duyarlı hücrelere ulaştıkları zaman, replikasyon (kopyalama) oluştururlar. Bunun sonucu olarak da hastalık belirtileri ortaya çıkar.

Çeşitli yollardan vücuda giren virüsün hastalık oluşturabilmesi için primer replikasyonu takiben, hedef organlara ulaşmak üzere yayılım göstermesi gerekir. Vücuda giren virüsler ancak kendilerine uygun olan kan, lenf veya nöronlar yoluyla yayılabilirler. Virüsün kana karışarak yayılması olayına viremi adı verilir. Virüsler organizmada yayıldıktan sonra, virüsün özelliğine ve vücuda giriş kapılarına göre iki türlü enfeksiyon oluşturur.

Lokal ya da Yerel Enfeksiyonlar: Virüsün yalnızca konağa girdiği bölgede sınırlı yayılım göstermesi ile oluşan enfeksiyonlardır. Yalnızca girdikleri bölgede çoğalarak hastalık oluşturdukları için inkübasyon süreleri oldukça kısadır.

Sistemik Enfeksiyonlar: Bütün vücudu etkileyen enfeksiyonlardır. Virüs birden çok bölgede üreme gösterebilmektedir. Hastalığa özgü tipik belirtilerin ortaya çıkışı, ancak hedef organın enfeksiyona yakalanması ile olmaktadır. Örneğin, kızamık virüsü solunum yoluyla vücuda girer, ilk üremeyi solunum yolu epitel hücrelerinde yaptıktan sonra kana karışır. Kan yoluyla hedef organ olan deriye ulaşarak, deride kızamığa bağlı tipik döküntülerin oluşumuna yol açar. Sistemik enfeksiyonlarda inkübasyon süresi daha uzundur.

Kaynak: Megep

Yorum yapmak için tıklayın.

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yukarı