Bilgi

1 Nisan Şakası ve Müslüman Katliamı!


İslam coğrafyasında ve özellikle “ülkemizde” her “1 Nisan” gününde gündeme gelen bir iddia bulunuyor. Rivayete göre “Şaka Günü” olarak isimlendirilen 1 Nisan’da, bir Haçlı Ordusu komutanının Endülüs Müslümanlarını katletmek için başvurduğu bir hile üzerine ortaya çıkmış.

İddiaya göre; (İddia diyoruz, çünkü hiçbir tarih kitabında bu güne özel ve bu günle ilişkilendirilen bilgi yer almıyor. Bu haber 2000’li yıllardan sonra ortaya atılmış ve bugün bir çok haber sitesinde yer alıyor.)

“15. yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu İspanya’daki Endülüs Müslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir. Durumun vahametini anlayan Haçlı ordusunun komutanı farklı stratejiler düşünmektedir. En sonunda 31 Mart gecesi kalenin önüne giderek bir elinde Kur’an bir elinde İncil; ‘Şu iki kitap üzerine yeminler olsun ki, eğer teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım’ der. Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi Haçlı Ordusuna teslim ederler. Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir. Bunun üzerine Müslümanlar: “hani iki kutsal kitap adına yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz” dediklerinde, Haçlı ordusu komutanı: Benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size herhangi bir sözüm yok diye cevap verir ve bütün Müslümanlar orada öldürülür. İşte o gün bugündür 1 Nisan Hristiyanlar arasında “Hile Günü” olarak kutlanmaktadır.”

Öncelikle şunu belirteyim ki tarihi kaynaklarda böyle bir şey yok, hiç var olmadı. Bu iddia ile ilgili veya bu iddiaya benzer hiç bir şey yer almıyor.

Tarihi kaynaklarda hem fikir olunan savaş “Granada Savaşı” olduğu tahmin ediliyor.

Gırnata Emirliği veya Ben-i Ahmer Devleti (Kızıloğulları Devleti), başkenti Gırnata olan Orta Çağ devleti. Muvahhidlerin Las Navas de Tolosa Savaşı’nda Hıristiyanlara yenilmesinin ardından 1232 yılında kurulmuştur. İber Yarımadası’nda kurulan en uzun ömürlü ve son bağımsız İslam devletidir. (Kaynak)

Öncelikle Haçlılar ile Endülüs Müslümanları arasındaki son savaş 2 Ocak 1492’de bitiyor. Bu savaş Granada Savaşı olarak biliniyor. 1482–1492 yılları arasında meydana gelen ve 10 yıllık bir süreç olan Granada Savaşı, Endülüs’ün Hristiyanların eline geçmek istenmesinden dolayı olmuştur. Granada Emiri 12. Muhammed, 2 Ocak 1492’de bir “şartlı teslim olma antlaşması” ile şehri Castilla Krallığına teslim ediyor. Böylece İspanyol-Arap savaşı bitmiş oluyor.

(Not: Gırnata halkı Osmanlı Devleti‘nden yardım istemiş, fakat Cem Sultan olayından dolayı Osmanlı Devleti yardımda bulunamamıştır. )

Şehrin Castilla Krallığı’na teslim edilmesinden önce Müslümanların belirli haklarının garanti altına alınacağına dair bir antlaşma yapılıyor. (Kaynak)

Antlaşmanın bazı şartlarının şehrin ele geçirilmesinden bir süre sonra geçersiz kaldığı tarihi kaynaklarda belirtiliyor. Bu nedenle bölgedeki Müslümanlar ve Yahudiler bir çok baskıya maruz kaldığı görülüyor.

  • 31 Mart 1492 Yahudi Sürgünü | Kaynak
  • Yahudilerin İspanya’dan Sınır Dışı Edilmesi | 1. Kaynak ve 2. Kaynak

31 Mart 1492’de duyurulan Elhamra Kararnamesi’yle Yahudilerin sınır dışı edilmesi kararı alınırken İspanya’yı terk etmek zorunda kalan Yahudilerin bir kısmı o dönem Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli bölgelerine yerleşiyor ve Seferad Yahudileri olarak anılmaya başlanıyorlar.

  • Elhamra Kararnamesi | Kaynak

Sefarad Yahudileri, Yahudi-Roma savaşlarından sonra zorunlu göç ile, Kuzey Afrika üzerinden İberya yarımadasına yerleşen ve 1492’de, Elhamra Kararnamesi ile İspanya’dan çıkartılan Yahudi toplumuna verilen isimdir. (Kaynak)

Endülüs’te geride kalan son Müslümanlar ise 9 Nisan 1609’da yayınlanan bir kararla sürgün ediliyorlar.

15. yüzyılın ikinci yarısında siyâsî birliğini büyük oranda sağlamış olan İspanyol devleti, ülkede “kan/ırk ve din birliğini” de sağlamak amacıyla öncelikli olarak İspanya Yahûdileri’ni (Sefarîdies) sürgünle işe başlamış, gerçek anlamda Hıristiyan kabul edilmeyen takriben 300.000 Yahûdi, İspanya dışına sürgün edilmiştir (31 Mart 1492).

Gırnâta’nın tesliminden 7 yıl sonra Gırnâta ve civâr bölgelerdeki Müslümanlar’ın “Hıristiyan olmaları” konusunda baskılar başlayınca Müslümanlar bu baskılara isyan ederek cevap vermişlerdir. Kanlı şekilde bastırılan bu isyanlar sonrasında Endülüs Müslümanları’nın yaşama koşulları daha da kötüleşmiştir; yayımlanan kraliyet fermanlarıyla Müslümanların ya Hıristiyan olmaları ya da ülkeyi terk etmeleri istenmiştir. Bunun üzerine bir kısmı Kuzey Afrika’ya gitmeyi, büyük çoğunluğu ise yaşadıkları yerlerde “Hıristiyan görünmeyi” yani “takiyye” yapmayı tercih etmiştir. 1502 yılından sonra Gırnâta ve çevresinde baskıyla din değiştiren ve Hıristiyan yönetiminde yaşamaya devam bu Müslümanlara İspanyol resmî çevrelerince “Moriscos” denilecektir. Gırnâta bölgesinde başlatılan Hıristiyanlaştırma süreci, Müslümanlar’ın yaşadıkları bölgelerdeki sosyo-ekonomik hayata katkıları, tarımsal faaliyetlerin önemli/vazgeçilmez unsuru olmaları ve İspanyol devletinin ilk başlarda temkinli hareket etme stratejisi sebebiyle, Kaştâle (Castilla), Belensiye (Valencia) ve Katalonya (Catalonia) bölgelerindeki asimilasyon sürecinin 25 yıl gecikmeyle başlamasına neden olmuştur. Asimilasyon amacıyla yayımlanan kraliyet fermanları (özellikle 1526 ve 1567 fermanları) ve İspanyol engizisyon mahkemesinin tüm çabalarına rağmen, Endülüs Müslümanları’nın “sadık birer Hıristiyan” olmadıkları ve İspanya’nın düşmanlarıyla (Osmanlı devleti ve Kuzey Afrika’daki Müslüman hanedanlıklarla) ilişki içerisinde oldukları şüphesi, İspanyol yönetim elitinin zihnini daima meşgul etmiştir. Nitekim bu şüphe, Endülüs Müslümanları’nın son büyük kurtuluş hamlesi olan, İspanya’nın maddî ve manevî kaynaklarını tüketen, iki yılı aşkın bir süre devam ederek uluslararası bir sorun haline gelen ve uzun gayretler sonucunda kanlı bir şekilde bastırılan Büyük Gırnâta isyanıyla (1568–1570) gerçeğe dönüşmüştür. Bu savaştan sonra Endülüs Müslümanları ilk kez toplu bir şekilde tehcire tabî tutularak yaklaşık 80.000 Gırnâta Müslümanı, İspanya’nın Orta ve Kuzey bölgelerine sürgün edilmiştir.

Tablo: Teslim haberi, Elhamra‘ya ulaşınca.

Avrupa’ya Sürgün Edilen Endülüs Müslümanları | Kaynak

Tarihi kaynaklarda bilinen gerçeklik ise savaştan sonra Temmuz 1492‘de pek çok Müslüman ve Yahudi, Granada’yı terk etmek zorunda kalmıştır. Bu savaş sonucunda Endülüs’te Müslüman ve Yahudi varlığını sona erdirdi ve İspanyol İmparatorluğu’nun kuruluşunu başlattı.

Bu tarihsel süreç içerisinde özellikle 1 Nisan’la veya yapılan herhangi bir hileyle ilişkilendirilen bir olaya rastlanmıyor.

Özellikle ülkemizde “AB/Amerika/Hristiyan” kaynaklı eğlence/dini kültürüne karşı bir alerji bulunuyor. Yılbaşı, 14 Şubat, 1 Nisan, Cadılar Bayramı vs. gibi kutlamalarda nedense Müslümanlar katledilmiş veya benzer şekilde mağdur edilmiş.

1 Nisan Şaka Günü, her yılın 1 Nisan günü kutlanır. Genelde şaka gününde insanların birbirine şaka yapması gelenek haline gelmiştir.

Peki bu gelenek nasıl oluştu?

Yine rivayete göre; 1564 yılında Fransa kralı IX. Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının 1. gününe aldı. Daha önce Avrupa’da yaygın olan yıl başlangıcı 25 Mart’tı. O zamandaki iletişim şartlarıyla Kral Charles’in bu kararı fazla yayılmadı. Duyanlar ise protesto amaçlı eski adetlerine devam ettiler. 1 Nisan’da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan Aptalları olarak nitelendirdiler. 1 Nisan’a “aptallar günü” adını verdiler. Bu günde herkese sürpriz hediyeler verdiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Yıllar sonra Ocak ayının yılın ilk ayı olmasına alışılınca, Fransızlar 1 Nisan gününü kültürlerinin bir parçası görerek devam ettirdiler. Oradan da bütün dünyaya bir şaka günü olarak yayıldı.

Yorum yapmak için tıklayın.

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yukarı