Bilgi

Monarch Programlama Nedir? Monarch Programlama ile Zihin Kontrolü


Monarch programlama bugüne kadar birçok örgütün ve tarikatın, hatta ülkelerin haber alma servisleri tarafından da kullanılan bir zihin kontrol metodudur. CIA, tarafından geliştirilen ve bir zihin kontrol programı olan “MK Ultra Programının” devamıdır. Bu proje kapsamında uygulanan metotlar inanılmaz derecede korkunç sonuçları beraberinde getirmiştir. Amaçlanan asıl şey istenilen zamanda istenilen eylemi gerçekleştirebilecek köle bir zihin ortaya çıkarmaktır. Medya durumu kabullenmemekte ısrar etse de iddialara göre yaklaşık 2 milyon Amerikalı insanlık dışı bu proje için denek olarak kullanılmıştır.

Program ismini Monarch kelebeğinden almaktadır. Bu kelebek hayata bir tırtıl olarak başlar ve koza döneminden sonra muazzam bir kelebek olarak yeniden doğar. İşte programda asıl hedeflenen bir zihni kökünden değiştirip tıpkı tırtılın kelebeğe dönüşümü gibi tamamen başka bir şeye dönüştürme çabasıdır. Monarch kelebeğinin dönüşüm prensibi ile programın  bazı özellikleri birbiri ile benzerlik taşımaktadır.

Zihin kontrolünün kökeni ise yazılı kaynaklarda ilk defa “Mısır Ölüler Kitabı” adlı kitapta geçmektedir. Bu kitap günümüz dünyasında türlü örgütler tarafından dikkatle incelenen, sonuç olarak insanın monarch kelebeği gibi tamamen değiştirilmesi ile sonuçlanan işkence, korkutma metotları, uyuşturucunun zihin üzerinde kullanımı ve hipnotize edici ritüellerin bulunduğu bir kaynaktır ve monarch programlamanın ilk uygulaması olarak sayılabilir.

Modern bilimde ise zihin kontrolü ile ilgili ilk çalışmalar 2.dünya savaşı sırasında Nazi kamplarında fizikçi Josef Mengele önderliğinde SS subayları tarafından yapılmıştır. Ölüm meleği lakabı ile anılan Josef Mengele, Nazilerin toplama kamplarında insanlık dışı deneylere imza atmış korkunç bir adamdır ve Almanya düştükten sonra Amerikan himayesinde çalışmalarına devam etmiş, monarch programlamanın atası sayılan MK ultra programının temellerini atmıştır. Şimdi temelini Nazilerin en korkunç adamı olan ölüm meleği Mengele’nin attığı bu programın metotlarına bir göz atalım.

Monarch Programlama Metotları

Kurban, kendini tanrı olarak tanıtan programcı tarafından köle diye çağrılır. Acı toleransı yüksek ve erkeklere göre daha çabuk duygusal bozulma yaşadıkları gerekçesiyle kurbanlar ekseriyetle kadınlardan seçilir. Programcı çeşitli teknikler kullanarak kurbanın karakter ayrılması yaşamasını ve kendini hiç olmadığı biri zannetmesini sağlamakla sorumludur. Programcının bu yolda başvurduğu tekniklerden bazıları ise şunlardır:

  • Taciz ve işkence
  • Deri soyma
  • Kafese kapatma
  • Zincire vurma
  • Elektroşok
  • Dışkı kan ve koparılan vücut parçalarını yedirme
  • Halisünojen uyuşturucu maddelerin kullanımı
  • Kafa üstü asma
  • Uykusuz bırakma
  • Boğulmaya ramak kalana kadar suda tutma
  • Isıl şoka maruz bırakma
  • Gözü kör edecek ışık tutma
  • Duyulardan yoksun bırakma
  • Vücut organlarının çıkarılması veya yerinden oynatılması
  • Yılan, örümcek, kurt, fare gibi hayvanlarla korku ve iğrenme yaratma
  • Kurbanın ruhlar veya şeytanlar tarafından sahiplenildiğini, rahatsız edildiğini ve kontrol edildiğini hissettirerek ruhsal taciz

Kişilik bölünmesi başarılı olduğu taktirde bölünen ikinci parça dış telkinler ve uyarılarla programlanabilmektedir. Kurbanda oluşturulan ikincil karaktere türlü telkinler kullanılarak içsel bir dünya oluşturması emredilir ve bu içsel dünya programcının istekleri ile doldurulur. Nazi zamanında toplama kamplarında başlayan bu insanlık dışı uygulamalar dizisi asla durdurulamamış ve isim değiştirerek günümüze kadar gelmiştir. Şu anda Naziler kadar vahşi ve sadistçe uygulamalar yapılmasa da bilimin ilerlemesi ile bilinçaltı teknikler ve zihin kontrolü üzerine parapsikolojik deneyler yapılmaktadır.

Her gün reklam, tanıtım ve filmler yoluyla maruz bırakıldığımız imgeler ve semboller sizce Monarch programının devamı değil mi? Hatta bu durumda, bizler de denek olabilir miyiz?

1 Yorum

1 Yorum

  1. Muhammet Şirvanlı

    10 Nisan 2023 at 13:57

    Ben zihin kontrolu magduruyum bununla ilgili suç duyurusunda bulunsak dahi kurumlar reddediyor. Ve paranoid şizofrenik semptomlar izlenerek çalışmalarını gizleyebiliyorlar

"Yorum Yazın"

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yukarı